TSK Disiplin Kanunu ve Yorumu 2 Cilt Celal Işıklar

TSK Disiplin Kanunu ve Yorumu 2 Cilt Celal Işıklar

İhbar veya şikayet, failin suçsuz olduğunu bildiği, başka deyişle suçsuzluğunda kuşku bulunmayan kimse aleyhinde yapılmış olmalıdır. Bu bakımdan, gerçekte işlenmiş bir suç mevcut bulunur, ancak üzerinde kuşku ve iddianın yoğunlaşmış olması nedeniyle ihbar veya şikayet edilen kişinin suçluluğu kanıtlanamazsa, suçlanan beraat etmiş olsa dahi iftira suçunun unsurları oluşmayacaktır. Yine, içeriği kanıtlanamasa dahi, gerçekleştirilen ihbar ve şikayetin bir anayasal hakkın kullanılması olarak değerlendirilebildiği hallerde, bir hukuka uygunluk nedeninin varlığı söz konusu olacaktır. Maddesinde bu durum “hakkında soruşturma ve kovuşturma başlatılmasını sağlamak için bir kimseye hukuka aykırı bir fiil isnat etme” şeklinde düzenlenmiştir. Soruşturma ve kovuşturma kavramları suçların kanuni takibi ile ilgili kavramlardır. Dolayısıyla, burada bahsedilen “hukuka aykırı fiil”, “suç” oluşturan fiillerdir. “(1) Yetkili makamlara ihbar veya şikâyette bulunarak ya da basın ve yayın yoluyla, işlemediğini bildiği hâlde, hakkında soruşturma ve kovuşturma başlatılmasını ya da idarî bir yaptırım uygulanmasını sağlamak için bir kimseye hukuka aykırı bir fiil isnat eden kişi, bir yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır” şeklinde düzenlenmiştir. “Yetkili makamlara ihbar veya şikâyette bulunarak ya da basın ve yayın yoluyla, işlemediğini bildiği hâlde, hakkında soruşturma ve kovuşturma başlatılmasını ya da idarî bir yaptırım uygulanmasını sağlamak için bir kimseye hukuka aykırı bir fiil isnat eden kişi, bir yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır” şeklinde düzenlenmiştir. İftirada fail, masum bir kimse hakkında doğrudan kast ile ihbar ya da şikâyette bulunmakta ve ona hukuka aykırı bir fiil isnat etmektedir.

Fırkasındaki mükerrer değerlendirme yasağı gereğince meydana gelen zarar veya tehlikenin ağırlığı teşebbüs nedeniyle yapılacak indirimde göz önünde bulundurulacağından, bu hususlar temel cezanın belirlenmesinde dikkate alınmayacaktır. Fıkranın (d) bendindeki ölçüt olan  suçun konusunun önem ve değeri göz önünde bulundurulmak suretiyle temel ceza alt sınırdan uzaklaşılarak belirlenebilecektir. Konumuza ilişkin olarak, Talimat’ın “Genel Hükümler” başlıklı 4. Bölümünde düzenlenen ve “Cezayı Gerektiren Fiiller” başlığı altında yer verilen, “Sportmenliğe Aykırı Hareket” başlıklı 18. Maddesinde; “Sportmenliğe veya spor ahlakına aykırı hareket eden, tutum ve davranışlarıyla atletizmin veya Türkiye Atletizm Federasyonunun saygınlığını zedeleyen, kişi veya kulüpler, kurum ve kuruluşlar, bu hususta ayrı ceza hükmü bulunmadığı takdirde yarışmalardan men veya hak mahrumiyeti cezası ile cezalandırılır. Sportmenliğe ve spor ahlakına aykırı hareket eden sporculara ve diğer kişilere 15 gün ile 6 ay arasında yarışmadan men ceza belirli süreli hak mahrumiyeti cezası verilir.”, aynı bölümde “Yabancı Ülkede Cezayı Gerektiren Fiil” başlığı altında düzenlenen 43\. Canlı oyun odalarında gerçek zamanlı olarak diğer oyuncularla mücadele et. bahsegel\. Maddede ise, “Bu talimata göre yarışmalardan men veya hak mahrumiyetini gerektiren suçlar (fiiller) yabancı ülkede işlendiği takdirde tayin edilecek ceza bir kat arttırılır.” hükümlerine yer verilmiştir.

Federasyon malları Devlet malı hükmündedir, haczedilemez. Öte yandan, failin sonradan isnadından rücu etmesi, iftira suçunun oluştuğunun kabulü bakımından tek başına yeterli bir kıstas değildir. Zira, iftira suçunun faili, ihbarın asılsızlığının anlaşılması veya pişmanlık duyması gibi nedenlerle isnadından rücu edebileceği gibi, konu olayda savunulduğu örneğe uygun biçimde isnada maruz kalanın veya yakınlarının kişiyi mahkûmiyetten kurtarmayı hedefleyen baskı ve istekleri sonucu veya temin ya da vaat ettikleri çıkar karşılığında yahut çok başka nedenlerle de isnadından dönmüş olabilir. Bütün bu hallerde belirleyici olan husus, iftira suçufailinin, suçsuz olduğunu bildiği bir kimseye ihbar veya şikayet suretiyle suç isnat edip etmediğidir. O halde, iftira suçunun belirlenebilmesi bakımından, öncelikle bu husus saptanmalıdır. Bunun tespiti ise, ihbarın öncesi ve sonrasına ilişkin kanıtların sonuca varmaya elverişli olacak nitelik ve yeterlilikte toplanmasını zorunlu kılar. Bütün bu hallerde belirleyici olan husus, iftira suçu failinin, suçsuz olduğunu bildiği bir kimseye ihbar veya şikayet suretiyle suç isnat edip etmediğidir. 9-)İftira suçunda  şikayet hakkının konusu, suç olduğu gibi, idari yaptırım gerektiren fiiller de olabilir.Bir memura disiplin cezası gerektirecek bir  de iftira suçunun konusu olabilir.

Mezkur maddeye göre, takibi şikayete tabi bir suçtan Müşteki’nin vazgeçmesi,  şüpheli  kabul etmedikçe hukuki sonuç doğurmaz. Tahkikat sırasında, sorulmamış ise, şüphelinin hakkının zayi olmaması için, takipsizlik kararı şüpheliye tepliğ edilmedir.Mesela bir kimse, iftira atmak amacıyla, bir kişinin kendisine hakaret ettiğini iddia etse, hazırlık tahkikatında da, iftira attığı ortaya çıkmasından korktuğu için şikayetinden vazgeçmesi halinde, vazgeçmenin hukuki sonuç doğurması için, şüpheliye sorulması gerekir. Şüpheliye sorulmadan takipsizlik kararı verilmesi halinde de, en azından kararın şüpheliye tebliğ edilmesi gerekir. 4-  Suça kalkışma halinde sanık hakkında hükmolunan cezadan TCK.nun 35/2 maddesi uyarınca meydana gelen zarar veya tehlikenin ağırlığına göre indirim yapılacaktır. Ayrıca aynı ölçüt temel cezanın tayini ve belirlenmesini düzenleyen aynı kanunun 61/1-e maddesinde de kabul edilmiştir. Eğer suç teşebbüs aşamasında kalmış ise; 61.

Bu açıdan, iftira suçu ancak doğrudan kastla işlenebilir. Ancak bu suçun oluşabilmesi için, doğrudan kast tek başına yeterli olmayıp; ayrıca failin hukuka aykırı fiil isnat ettiği kimse hakkında soruşturma ve kovuşturma başlatılmasını ya da idari bir müeyyideye maruz kalmasını sağlamak amacıyla hareket etmesi gerekir. Bu nedenle, iftira suçu açısından failde kastın ötesinde belirtilen amacın varlığı, bir başka deyişle özel kastın bulunması gerekmektedir. Dolayısıyla; failin, belirli olay veya olgulardan yola çıkarak, isnat ettiği fiilin mağdur tarafından işlendiği inancı ve şüphesi ile ihbarda bulunması hâlinde iftira suçunun unsurları oluşmayacaktır. Ancak bu suçun oluşabilmesi için, doğrudan kast tek başına yeterli olmayıp ayrıca failin hukuka aykırı fiil isnat ettiği kimse hakkında soruşturma ve kovuşturma başlatılmasını ya da idari bir müeyyideye maruz kalmasını sağlamak amacıyla hareket etmesi gerekir. Ancak bu suçun oluşabilmesi için, doğrudan kast tek başına yeterli olmayıp; ayrıca failin hukuka aykırı fiil isnat ettiği kimse hakkında soruşturma ve kovuşturma başlatılmasını ya da idari bir müeyyideye maruz kalmasını sağlamak amacıyla hareket etmesi gerekir. Bu nedenle, iftira suçu açısından failde kastın ötesinde belirtilen amacın varlığı, bir başka deyişle özel kastın bulunması gerekmektedir. Maddesiyle garanti altına alınan ‘anayasal dilekçe-şikayet hakkı’nı kullandığı anlaşılan olayda, hukuka aykırılık öğesinin gerçekleşmemesi nedeniyle yüklenen suçtan beraat kararı verilmesi gerekirken hatalı gerekçe ile yazılı şekilde mahkûmiyet hükmü kurulması isabetli bulunmamıştır.

8-)İftira suçunda, ihbar, şikâyet, basının  haber verme hakkı ile savunma hakkı yönünden hukuka uygun sebebi teşkil edebilir. Yuz kızartıcı suç olmasından dolayı kanunlarda bazı hukuki sonuçlar bağlanmıştır. İftira suçundan mahkum olan kişi, Devlet memuru olamaz. 1-)Aşağıda iftira suçu hakkında umumi malumat verilmiştir. (86)   Alman hukukunda da, iktisadî suçlara bakanceza dairesi, Devlet güvenliğini ilgilendiren suçlara bakan ceza dairesi vegençlerin işledikleri suçları yargılayan ‘genç mahkemeleri’ özel mahkeme olarakdeğil, genel ceza mahkemesinin ihtisas dairesi olarak kurulmuşlardır. 1980yılında Fransa’da Devlet Güvenlik Mahkemelerinin ilgasından sonra, aynı yoltutulmuştur. (52)   Savcı ve hâkimin, adlî görevlere ilişkinolarak verdikleri emirlerin yerine getirilmesi sırasında, suç işleyenjandarmanın koğuşturulması genel hükümlere göre yapılır yani Memurin Muhakematıkuralları uygulanmaz. Ancak İlçe Jandarma Bölük Komutanı hakkında, hakim vesavcıların tâbi bulundukları hükümler uygulanır. Müvekkilerimizin hukuki açıdan her türlü ihtiyaçlarını maksimum düzeyde karşılamak ve tüm beklentilerine cevap vermeye çalışmak, bu anlamda hukuksal, kişisel, ekonomik ve ticari açıdan müvekkillerimizin gelişimine katkıda bulunmak temel amacımızdır. Hukuk büromuz özverili çalışma anlayışıyla müvekkillerine en hızlı ve doğru bilgiyi, güvenilir bir şekilde ulaştırmaya çalışırken ve müvekkillerine karşı her yönden şeffaflığı sağlarken, 3. Kişilere karşı da müvekkillerinin sırlarını korumayı öncelikli ilke edinmiştir.

Federasyonlar, Merkez Danışma Kurulunun uygun görüşü, Bakanın teklifi ve Başbakanın kararı ile kurulur ve kararın Resmi Gazetede yayımlanması ile tüzel kişilik kazanır. Bu Kanunda belirtilen yükümlülüklerini yerine getirmeyen federasyonların tüzel kişilikleri bu maddede belirtilen usulle iptal edilir ve mal varlıkları Genel Müdürlüğe devredilir. Genel Müdürlük tarafından bağımsız spor federasyonlarına yapılan yardımlar ile Genel Müdürlük bütçesinden bu federasyonlara tahsis edilen kaynaklar kullanılarak edinilen her türlü taşınır ve taşınmazlar edinim amacı dışında kullanılamaz ve Genel Müdürün izni alınmadan üçüncü kişilere satılamaz ve devredilemez. Genel Müdürlük tarafından yapılan yardımlar ve tahsis edilen kaynaklar kullanılarak alınan taşınmazların mülkiyeti Genel Müdürlüğe ait olur. Bu taşınmazlar Genel Müdürlüğün mevzuatı çerçevesinde kullanılır.

  • Bu bakımdan, gerçekte işlenmiş bir suç mevcut bulunur, ancak üzerinde kuşku ve iddianın yoğunlaşmış olması nedeniyle ihbar veya şikayet edilen kişinin suçluluğu kanıtlanamazsa, suçlanan beraat etmiş olsa dahi iftira suçunun unsurları oluşmayacaktır.
  • Örneğin şahsın şikayetinin üzerinden bir yıl geçtikten sonra işlem tesis edilmiş, arama gözaltı ve el-koyma işlemleri gerçekleştirilmiştir.
  • Maddesinin birinci fıkrasında yer alan yetkili makam niteliği taşıdığının kabulü gerekmektedir.
  • Ölümün ceza ilişkisini sadece ölen kişi bakımından sona erdirmesi nedeniyle iştirak hâlinde işlenen suçlarda diğer sanıklar hakkında davaya devam edilecek, sanığın ölümü, niteliği itibarıyla müsadereye tâbi olan eşya ve maddi menfaatler hakkında davaya devam olunarak müsadere kararı verilmesine engel olmayacaktır.

Ana Statü doğrultusunda, atletizm faaliyetlerinde disiplini sağlamak için uluslararası esaslara ve teamüllere uygun olarak, disiplin suçu teşkil eden fiillerle, bu fiillere uygulanacak cezaların belirlenmesi amacıyla düzenlenip suç ve karar tarihi itibarıyla uygulanması gereken Türkiye Atletizm Federasyonu Ceza Talimatı’nın 2. Maddesinde, talimat hükümlerinin atletizm faaliyetlerinde bulunan kulüpleri, kurum ve kuruluşları, sporcuları, hakemleri, antrenörleri, yöneticileri, atletizm dalı görevlilerini ve atletizmle ilgili diğer kişileri kapsadığı hüküm altına alınmıştır. 2-)Bir kişinin, başkasına ait ehliyete kendi fotoğrafını yapıştırıp,  işlediği bir suçtan dolayı yapılan tahkikat sırasında polise ibraz ederek suçtan kurtulmayı amaçlaması halinde,  hem  resmi belgede sahtecilik hem de 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun  168. Maddesine mümas iftira  suçundan yargılanması gerekir.Bu durumda sanığın her iki suçtan birlikte tecziye edilmesi gerekir.Resmi belge sahtecilik  suçundan dolayı kişinin mahkum olması için, resmi belgenin iğfal kabiliyetinin olması gerekir. Maddesinde düzenlenen iftira suçu ise, failin suçsuz olduğunu bildiği bir kimseye suç atmasıdır.

Bu nedenle ulaşılma imkânı bulunan bütün delillerin ele alınıp değerlendirilmesi gerekmektedir. Diğer bir değişle adaletin tam olarak gerçekleşebilmesi için, maddi gerçeğe ulaşma amacına hizmet edebilecek tüm kanuni delillerin toplanması ve tartışılması zorunludur. Bazı özel kanunlarda (ör. 4483 Sayılı Kanun, m. 4/3-4) bazı nitelikteki bildirimlerin işleme konulamayacağı belirtilmektedir. İşte bu hallerde, yapılan bildirim işleme konulmadığı için adliye ya da idarenin bir menfaati ihlal edilmediğinden iftira suçu oluşmaz. Dava konusu olayda, davalı tarafın istenen tazminatı karşılayacak ekonomik güce sahip olduğu benimsenip Borçlar Yasası’nın 54. Maddesi de gözetilerek, davacılar yararına manevi tazminat takdir edilmiş ise de tarafların akraba olması, her iki tarafın da ekonomik durumunun iyi olması, davalının ceza ehliyetinin tam olmaması nedeniyle verilen tazminatın davalı yönünden caydırıcı gücünün bulunmadığı, yukarıda açıklanan hak ve adalet (hakkaniyet) ilkesine göre belirlenen tazminat tutarlarından uygun bir indirim yapılması gerekir. Kanuna aykırı olup hükmün bu nedenle bozulmasına, bu hususun yeniden yargılama yapılmaksızın CMUK’nın 322. Maddesine göre düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, TCK’nın 53. Maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümün karardan çıkartılması suretiyle” düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir. ( 6 ) Bu suçun işlenmesi amacıyla veya sırasında kasten yaralama suçunun neticesi sebebiyle ağırlaşmış hallerinin gerçekleşmesi durumunda, ayrıca kasten yaralama suçuna dair hükümler uygulanır’ şeklinde düzenlenmiştir. ( 4 ) Bu suçun mağdurun ekonomik bakımdan önemli bir kaybına neden olması halinde, ayrıca bin güne kadar adlî para cezasına hükmolunur. Nitekim bu yapılanma tarafından 15 Temmuz 2016 gecesi anayasal düzene, demokratik kurumlara ve bizatihi Türk Milletine karşı darbe teşebbüsünde bulunulmuştur.

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked *